DARALAN REKLAM PASTASI, TEKELLEŞEN YAPIMCILIK VE KÜRESEL STRATEJİNİN DRAMASI…
GÜNDEM, 11 Şubat 2025 10:16
Televizyon kanalları ya da dijital platformlar Türkiye’de kısa süreler içerisinde el değiştirip, yeni patronlar türetirken ben ve benim gibi yeni senarist ya da yönetmenler neden sektöre giremiyor? Ya da küçük çaplı yapım şirketleri neden iş yapamıyor? Üstelik gelişen teknoloji ile birlikte maliyetler bir nebze de olsa aşağı çekilmişken...
Yaptığım araştırmalara göre, yerli televizyon yapımları, azalan reklam gelirlerinin getirdiği finansal sıkıntılar, bu durumun etkenlerinden sadece biri.
2010'lu yılların yüksek bütçeli ve yerel anlamda geniş kitlelere hitap eden projeleriden; günümüzde çekimden yayına kadar geçen süreçte ödemelerin gecikebilmesinin yaygın bir durum haline gelindiği zamanlar… Yani ufak bir nereden nereye durumu. Küçük yapım şirketleri, ya da ekipler, finansman ve sponsor bulamıyor. Bu da haliyle birçok yapımın yalnızca kurumsal yapım şirketleriyle yapılmasına yol açıyor. İşte kayış da tam olarak buradan kopmaya başlıyor.
Sektörde bu durum adeta tekelleşmeye neden olmakta; tekelleşme ve -azalan reklamlar nedeniyle- küçülme de, benim gibi bağımsız sinemacıların, projelerini çoğu zaman hayata geçirme şansından mahrum kalmasına neden oluyor. Üstelik, Kültür Bakanlığı gibi devlet kurumları da bağımsız projeleri genellikle ya desteklememekte; ya da destek verdikleri durumlarda ise, bu projeler çoğunlukla kendi yakın çevresinden seçmekte.
Büyük yapımcıların asıl hedefi ise küresel pazarlar...
Uluslararası arenada yerli yapımların çoğu genellikle “sabun operası" olarak tabir ediliyor. Bu bir tabirdir; evrensel temalar etrafında -genellikle bağımsız sinema dışında- şekillenen bu tip projelerde, belirgin klişelerle –güzel kadınlar ve yakışıklı erkekler– öne çıkmakta. Daha amiyane bir tavırla boş işler, insanlığa bir şey katmayan yapımlardır genel anlamda.
“Yasak Elma” gibi yapımlar bu türden, uluslararası izleyici kitlesine hitap eden yapımlara, yerel pazarda genel olarak “kadın hikayeleri” diye anılmakta. Bu bağlamda, "Şakirpaşa Ailesi" dizisi, kadın vücudu üzerinden dönen, yapmacık mücadeleli, toplumsal rollerin ve aile içindeki ilişkilerin kurgusal olarak işlendiği bir örnek olarak yurt dışı pazarında alıcı bulacağı düşünülen örneklerden biri. Ama bu hikayenin biraz da olsun bir farkı var ki o da bir kısım orijinalliğinin olması.
Yerli yapımcıların büyük bir kısmı uluslararası başarı yakalamış yabancı dizi ya da filmlerin senaryolarını satın alarak yerli uyarlamalarını üretiyor. Örneğin, Güney Kore'de ilgi gören bir yapımın, Türk uyarlaması gibi... Böylece hem maliyetleri düşürürken, hem de uluslararası satış potansiyelini arttırdığı düşünülüyor. Bu strateji, orijinal yapım üretiminin yerini, taklitçi projelere bırakmasına neden oluyor. Diğer yandan, Ata Demirer veya Tolga Çevik gibi ünlü isimlerin projelerinin uluslararası piyasada karşılık bulamaması, komedi türünde yapımların az üretilmesine yol açıyor. Çünkü kültürel komedimiz çok yerel ve "erkek işi" olarak tanımlanıyor.
“Kadın hikayeleri” dışındaki yapımlar, yerel reytinglere bağlı olarak “erkek işi” etiketiyle sınıflandırılıyor. Bu bağlamda eskiden rekor kıran “Ezel” gibi yapımlar, günümüzde olsaydı daralan reklam bütçeleri ve yoğun reyting rekabeti nedeniyle yalnızca belirli platformlarda veya devlet kanallarında sınırlı bölümle yayınlanabilirdi.
Durumun gidişine bakılacak olursa geliştiği söylenen yapay zeka sayesinde Türk yapımcılarının çok büyük bir kısmı kopyala yapıştır işlerini -senarist ve ücreti olmadan- daha kolay yapacak ve kârlarını da maksimize edecekler.
Sonuç olarak, kurumsal yapım şirketleri küçülen reklam pastası sayesinde tekelleştiriyor. Bu durumda devletin de büyük katkısı göz ardı edilemez boyutta. Gerek denetimlerin yetersizliği -ki buna kayırmacılığı ve serbest piyasa koşullarını sağlamasını da eklemek gerekir- gerekse bağımsızların yeterince desteklenmemesi, sektörü ve onunla birlikte Türk kültürünü de yozlaştırmakta, sektörde yeni senarist ve yönetmenlerin projelerinin kabul görmesini daha da güçleştirmektedir. Bu durum, sektörün genel anlamda muhafazakar ve yeni yüz ile yenilikçi fikirlere kapalı yapısını ortaya koymaktadır; dolayısıyla, genç ve yaratıcı yeteneklerin sektöre adım atması zorlaşırken, sektörün çeşitlilik ve dinamizm kazanması da engellenmektedir.
Bu yazıda çözüm önerisi olarak sunabileceğim tek şey mücadeleye devam etmek... Yorulmadan, pes etmeden mücadele etmek… Maalesef ki yaşadığımız hayata şu an için anlam katan tek gerçek maalesef ki “mücadele”… Hikayelerimiz anlatıp hayatlarımızı idame ettirme mücadelesi!!!
GÜNDEM, 11 Şubat 2025 10:16
Yorumlar (0)

UNUTULMAZ BİR DİYARBAKIRSPOR- FENERBAHÇE ANISI

MEHMET TALİH’E ANLAMLI ÖDÜL: BAŞARISI BULUNDUĞU HER ALANA DEĞER KATIYOR

Muratpaşa Tarım İlçe Müdürü Mustafa Şener, Asar Etli Pide ve Börek Salonunu Ziyaret Etti

AKDENİZ’E DEĞER KATANLAR GÖRKEMLİ TÖRENLE ONURLANDIRILDI

EYÜP KABABAŞ’A SANATIN VE SESİNİN GÜCÜYLE ANLAMLI ÖDÜL

ÜMİT BALKIZ’A SANAT VE KÜLTÜRÜN NEFESİ ÖDÜL GETİRDİ

ALPER KOCABIYIK’IN SANATINA ANLAMLI ÖDÜL

GENÇ SANATÇI VE GİRİŞİMCİ EMRE SÜREKLİ’YE SANATA KATKILARINDAN DOLAYI ÖDÜL

İSA ARIKAN’A LEZZETTEKİ İSTİKRARI VE EMEĞİNDEN DOLAYI ÖDÜL

GOBU CAFE’NİN GÜLER YÜZÜ GÜLAY ÖZDEN’E ANLAMLI ÖDÜL

EMLAK SEKTÖRÜNE ÇİFT İMZA: DERYA VE ALİ DEMİR'E ANLAMLI ÖDÜL

SAĞLIK SEKTÖRÜNDEN GAYRİMENKUL LİDERLİĞİNE: ŞÜKRÜYE ERTEKİN’E ANLAMLI ÖDÜL

EMİR GAYRİMENKUL’ÜN BAŞARILI İSMİ GÖNÜL BAKIR’A ANLAMLI ÖDÜL

MERHAMETİN TAÇLANDIĞI AN: MERYEM ÇEKEN’E “YILIN YARDIMSEVERİ” ÖDÜLÜ

İNŞAAT VE GAYRİMENKULDE GÜVENİN ADI: EFENDİ ÖZDEMİR’E BAŞARI ÖDÜLÜ

DOĞAYLA İÇ İÇE YAŞAMIN MİMARI: ALİ TAŞGIN’A EMLAK SEKTÖRÜ ÖDÜLÜ

YENİ NESİL ENERJİDE FARK YARATANLARA ÖDÜL: BEST SOLAR ENERJİ’YE ONUR ÖDÜLÜ

AK Parti Etimesgut’tan 23 Nisan’da Çocuklara Moral ve Söz Hakkı

Meclis üyesinin mesajlaşmaları ortalığa saçıldı! '5 yıl sonra başkan olacağım'

”Gönül Dağı Nefesi” Yaza Merhaba Konseri Ankara’da Türkü Severlerle Buluşuyor

ANTALYA TURİZMİNE KATKI SUNAN İSİMLERDEN BİRİ: RENEX HOTEL SAHİBİ ŞEREF AKINCI’YA ONUR ÖDÜLÜ

ANTALYA’NIN MEKANLARINA ESTETİK DOKUNUŞ: ABDURRAHMAN DİNLER’E TASARIM VE MİMARİDE BAŞARI ÖDÜLÜ

TOPRAĞIN GÜCÜNE İNANAN KADIN: SUZAN KAYNAR’A TARIMDA VİZYONER LİDERLİK ÖDÜLÜ

YENİ NESİL VİZYONER YÖNETİCİ: MİNİTALYA TARIM MADENCİLİK ENERJİ GENEL MÜDÜRÜ EREN CANAK’A BÜYÜK ONUR

SAĞLIĞA ADANMIŞ BİR HAYAT: DR. BURHAN GÜÇMEN’E “YILIN BAŞARILI TIP UZMANI” ÖDÜLÜ

ZARAFETİN VE ZANAATİN BULUŞMA NOKTASI: ŞANA COUTURE SAHİBİ ŞARİZE GERGER’E “MODA VE TASARIMDA ÖZGÜN VİZYON ÖDÜLÜ”

GÜZELLİĞİN ZARAFETLE BULUŞTUĞU İSİM: M ESTHETIC BEAUTY SAHİBİ MİTRA LAKİAN’A “YILIN BAŞARILI GÜZELLİK GİRİŞİMCİSİ” ÖDÜLÜ

EĞİTİMDE VİZYONUN ADI: TAC KOLEJLERİ GENEL MÜDÜRÜ AYŞE YILDIZ’A “EĞİTİMDE LİDERLİK VE VİZYON ÖDÜLÜ”

BURDURLULARIN GURURU HÜSEYİN YAMACI’YA “TOPLUMSAL BİRLİK VE HEMŞEHRİ DAYANIŞMASI” ÖDÜLÜ

YÖRÜKLER KÜLTÜR DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ KURUCU BAŞKANI ABDULLAH DUMAN’A “KÜLTÜREL MİRAS VE TOPLUMSAL BİRLİK” ÖDÜLÜ

ANTALYA 07 İYİLİK DERNEĞİ’NE “TOPLUMSAL SORUMLULUK VE UMUT IŞIĞI” ÖDÜLÜ

ANTALYA MÜTEAHHİTLER DERNEĞİ BAŞKANI İSMAİL İLTEMİR’E “YAPILI ÇEVREYE KATKI VE SORUMLU MİMARİ VİZYON” ÖDÜLÜ

ANTALYA ZİRAAT ODASI BAŞKANI NAZİF ALP’E “TARIMA KATKI VE KIRSAL VİZYON” ÖDÜLÜ

İYİ Parti Terme İlçe Başkanı Şakir Şahin’den 23 Nisan Mesajı

TAC Koleji Genel Müdürü Ayşe Yıldız’dan 23 Nisan Mesajı

ANTALYA İŞ KADINLARI DERNEĞİ BAŞKANI FATMA KOTANAK’A “GÜÇLÜ KADIN LİDERLİĞİ” ÖDÜLÜ

İNOVATİF LİDERLER DERNEĞİ BAŞKANI ZERA VARELDZHI’YE ULUSLARARASI VİZYON ÖDÜLÜ

KARAMAN AKÇAŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI SONER YEŞİLDAŞ’A “BÖLGESEL KALKINMAYA KATKI ÖDÜLÜ”

İRİNA YALÇIN'DAN DUYGU YÜKLÜ PERFORMANS: SAHNEDE PARLADI, ÖDÜLÜNÜ KÖKSAL SELÇUK’TAN ALDI
