10 Kasım sabahları, Türkiye’nin her köşesinde bir sessizlik çöker.
O sessizlik, bir yokluğun değil, bir varlığın yankısıdır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
Sonsuzluğa uğurlandığın gün, bedenin toprağa karıştı belki; ama ruhun, ışığın ve ideallerin hiçbir zaman bizden ayrılmadı.
Her nefeste, her çocuğun gözünde, her gencin umut dolu bakışında, her kadının cesaretinde yaşamaya devam ediyorsun.
Sen sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da liderisin.
Tüm dünya liderleri önünde dimdik durdun; saygıyla eğildiler.
Adın, cesaretin, bilimin ve vizyonun ile yalnızca bir ülkeyi değil, çağları da etkiledi.
Ve biz, senin izinde, senin ışığında yürümeye devam ediyoruz.
Sana olan sevgimiz bir bağlılık, bir emanettir.
Seninle yürümek, senin yolunda üretmek, senin ilkelerinle direnmek bir onurdur, bir yaşam biçimidir.
Atam, senin devrimlerin, inkılapların, ilkelerin ve ilkelerinle kurduğun Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, bizim özgürlüğümüzün, onurumuzun ve geleceğimizin temeli oldu.
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Bu söz, bir vasiyet değil, bir yol haritası, bir ışık ve bir çağrıdır.
Ve biz, Cumhuriyet kadınları, gençler ve ülkenin geleceği olarak, bu emanete sahip çıkıyor, onu her gün yeniden hayatımızda uyguluyoruz.
10 Kasım, hayatın durduğu gündür.
Sirenler çalar, şehirlerde bir sessizlik olur.
O gün, tüm Türkiye, büyük bir liderini anmanın hüznünü taşır.
Ama 11 Kasım’da, Atatürk yeniden yaşamaya başlar.
Senin ilkelerin, inkılapların, arzu ve isteklerin, gençler ve ülke tarafından tekrar hayata geçer.
Senin ışığında aydınlanan yollar, senin izinde yürüyen ellerle büyür ve çoğalır.
Sen sonsuza kadar yaşayacaksın; her fikirde, her devrimde, her kararda, her Cumhuriyet çocuğunda.
Bir kadın olarak söylüyorum: Atatürk’le var olan kadın, özgür, bilinçli ve cesurdur.
Bir genç olarak söylüyorum: Atatürk’le var olan genç, ümitle, bilgiyle ve çağdaş düşünceyle doludur.
Bizler, kadınlar ve gençler olarak, senin yolunda yürüyerek, senin ışığında düşleyerek, senin ilkelerinle üreterek, senin mirasını yaşatıyoruz.
Atam, senin mavi gözlerinle baktığımızda, ülkemizin özgür, bağımsız ve çağdaş bir şekilde yoluna devam ettiğini görüyoruz.
Seninle düşünüyor, seninle üretiyor, seninle direniyoruz.
Sonsuza dek Atatürk’teyiz.
Sonsuza dek Cumhuriyet’in yolundayız.
Ve ruhun şad olsun, Atam; çünkü biz seninle yaşıyor, seninle büyüyor, seninle diriliyoruz.
Sen, dünya liderlerinin önünde dimdik durmuş, adın saygıyla anılmış bir büyüksün.
Tarih sayfalarına kazınmış bir lider olarak yalnızca Türkiye’ye değil, dünyaya da ışık oldun.
Ve biz, senin izinde yürüyen nesiller olarak, her adımımızda sana teşekkür ediyor, minnettarlığımızı sunuyoruz.
10 Kasım, sadece bir anma günü değil;
bir dirilişin, bir hatırlayışın ve bir bağlılığın başlangıcıdır.
Her Kasım’da seni anacak; ilkelerinle, devrimlerinle ve arzu ettiğin Türkiye ile yaşayacağız, yaşatacağız.
Kadınlarımızın gücü, gençlerimizin heyecanı, ülkenin geleceği…
Hepsi seninle, senin ışığında, senin ideallerinde birleşiyor.
Atam, artık sonsuzluğa uğurladık seni; ama unutma, sen hiçbir zaman bizimle ayrılmadın.
Kalbimizde, aklımızda, yüreğimizde ve geleceğimizde hep var olacaksın.
Sen bizim güç kaynağımız, umut ışığımız ve yol göstericimizsin.
Ve biz, her gün, senin izinde, senin ışığında ilerleyecek; seninle düşleyecek, seninle üretecek ve senin yolunda durmaksızın yürüyeceğiz.
Sonsuza dek Atatürk’teyiz.
Sonsuza dek Cumhuriyet’teyiz.
Ve sonsuza dek senin ışığında Türkiye’yiz, Atam.
Güldane Kaya Kaçar
UTEF Uluslararası Tüm Engelliler Yaşlılar Kimsesizler Federasyonu Genel Başkanı,
Leman Gebizli Tüm Engelli Yaşlı ve Kimsesizlere Umutışığı Dernek Başkanı
